Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır? Hukuki Haklarım Nelerdir?


Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır? Hukuki Haklarım Nelerdir?

Hayatın kaçınılmaz gerçeklerinden biri olan ölüm, geride kalanlar için hem duygusal hem de hukuki bir sürecin başlangıcını oluşturur. Bu sürecin en önemli ve hassas konularından biri de miras paylaşımıdır. Miras, bir kişinin ölümüyle birlikte geride bıraktığı malvarlığının yasal mirasçılarına geçmesini ifade eder. Türk Medeni Kanunu çerçevesinde düzenlenen miras paylaşımı, bazı temel kurallara, mirasçıların sahip olduğu haklara ve belirli işlemlere dayanır. Mirasın doğru ve adil bir şekilde paylaşılması, hem mirasçılar arasındaki ilişkilerin zarar görmemesi hem de hukuki sorunların yaşanmaması açısından büyük önem taşır.



Miras paylaşımında ilk adım, vefat eden kişinin bıraktığı malvarlığının tespitiyle başlar. Bu kapsamda taşınmazlar, banka hesapları, araçlar, hisseler, değerli eşyalar gibi tüm aktifler ile varsa borçlar da dikkate alınır. Mirasın sadece kazanç sağlayan varlıklardan değil, borçlardan da oluşabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle mirasçılar, kendilerine kalan mirası kabul etmeden önce ayrıntılı bir değerlendirme yapmalıdır. Türk hukukunda miras üç şekilde kabul edilir: Açıkça kabul, zımni kabul ve reddetme. Eğer miras, ölüm tarihinden itibaren üç ay içerisinde reddedilmezse, yasal olarak kabul edilmiş sayılır. Ancak bu noktada önemli olan, eğer miras borçları aşan bir durumda ise mirasçıların bu borçları da üstlenmek zorunda kalabileceğidir.



Miras paylaşımı, mirasçılar arasında yapılacak anlaşmayla gerçekleştirilir. Tüm mirasçıların uzlaşması halinde, noter huzurunda veya resmi bir miras sözleşmesiyle paylaşım sağlanabilir. Bu paylaşımda, her bir mirasçının kanunen hakkı olan pay oranı dikkate alınır. Türk Medeni Kanunu’na göre; sağ kalan eş ile birlikte mirasçı olan çocuklar varsa, miras dörtte bir oranında eşe, kalan kısmı çocuklar arasında eşit olarak paylaşılır. Eğer çocuk yoksa ve yalnızca anne, baba veya kardeşler mirasçıysa, eşin payı değişkenlik gösterir. Burada önemli olan nokta, eşin yasal mirasçı olarak tüm mirasçılık derecelerinde hak sahibi olmasıdır. Ayrıca evlatlık edinilen kişiler de biyolojik çocuklar gibi miras hakkına sahiptir.



Bazı durumlarda mirasçılar arasında anlaşmazlıklar çıkabilir. Bu gibi hallerde miras paylaşımı dava yoluyla yapılır. Miras ortaklığı sona erdirilmeden malvarlığı üzerinde kişisel tasarrufta bulunmak mümkün değildir. Bu nedenle ortaklığın mahkeme kararıyla sonlandırılması gerekir. Mahkemeye başvurulduğunda genellikle “ortaklığın giderilmesi davası” açılır ve hakim, malların satışına karar vererek satıştan elde edilen geliri mirasçılar arasında paylaştırır. Özellikle taşınmazlar ve değerli varlıkların bölüştürülmesinde anlaşmazlık çıkma ihtimali daha yüksektir. Bu gibi durumlarda uzlaşmazlıkların artmaması adına, alanında uzman bir miras hukuku avukatından destek almak faydalı olacaktır.



Mirasçılar ayrıca bazı özel haklara da sahiptir. Örneğin saklı pay hakkı, miras bırakan kişinin belirli bir oranı aşamayacak şekilde miras üzerinde tasarrufta bulunmasını sınırlar. Saklı paya sahip kişiler, miras bırakan tarafından vasiyetname veya bağışla mirastan tamamen çıkarılamaz. Bu kişiler arasında alt soy (çocuklar ve torunlar), ana-baba ve sağ kalan eş yer alır. Eğer saklı pay ihlal edilirse, mirasçılar tenkis davası açarak haklarını talep edebilirler. Bunun dışında, muris muvazaası (mirastan mal kaçırma) gibi durumlarda da dava açma hakkı bulunmaktadır.



Miras hukukunun bir diğer önemli yönü de veraset ilamıdır. Mirasçıların hukuki olarak hak sahibi olduklarını ispatlayabilmeleri için, Sulh Hukuk Mahkemesi’nden veya noterden veraset ilamı almaları gerekmektedir. Bu belge olmadan miras üzerindeki haklar kullanılmaz, resmi kurumlarda işlem yapılamaz. Özellikle taşınmazların tapu devri, bankalardaki paraların çekilmesi gibi işlemler için bu belge şarttır. Aynı zamanda veraset ve intikal vergisi gibi mali yükümlülüklerin yerine getirilmesi de önem taşır. Vergi ödemeleri yapılmadan mirasın tamamı üzerinde tasarruf hakkı elde edilmez.



Sonuç olarak miras paylaşımı süreci, hem hukuki hem de duygusal boyutları olan, dikkatle yürütülmesi gereken bir süreçtir. Hak kaybına uğramamak ve olası anlaşmazlıkların önüne geçmek için bu süreçte bilinçli hareket etmek, yasal hakları bilmek ve gerektiğinde profesyonel destek almak önemlidir.



Sıkça Sorulan Sorular (SSS)


1.      Mirası reddetmek için ne yapmalıyım?


Mirası reddetmek isteyen mirasçı, ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak yazılı ya da sözlü olarak reddi miras beyanında bulunmalıdır.


2.      Saklı pay nedir, kimler saklı pay sahibidir?


Saklı pay, miras bırakanın tasarruf edemeyeceği, yasal mirasçıların mutlak hak sahibi olduğu kısımdır. Saklı paya sahip kişiler alt soy (çocuklar ve torunlar), anne-baba ve sağ kalan eştir.


3.      Veraset ilamı nasıl alınır?


Veraset ilamı, noterlerden ya da miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi’nden alınabilir. Bu belge mirasçılık sıfatını resmi olarak ispatlar.


4.      Miras paylaşımında anlaşmazlık olursa ne olur?


Eğer mirasçılar aralarında anlaşamazsa, mahkemeye başvurularak ortaklığın giderilmesi davası açılır. Hakim, malvarlığının satılmasına ve bedelin mirasçılar arasında paylaştırılmasına karar verebilir.


5.      Evlatlık da miras alabilir mi?


Evet, evlatlık edinilen kişiler, biyolojik çocuklarla aynı miras hakkına sahiptir. Ancak evlatlıklar sadece evlat edinene mirasçı olur; evlat edinenin biyolojik akrabalarına değil.